top of page
Search

Salih'in İlk Erasmus+ Projesi

Benim Erasmus+ hikayem kabul aldığımı öğrendiğim andan itibaren heyecandan göğsümün

dolması ile başladı. Günleri çok sevdiğim insana kavuşmayı bekler gibi her gün her dakika

saydım. İlk projem ilk yurt dışı deneyimim olduğu için göğsümü kaplayan heyecanıma birazcık da korkularım ekleniyordu. İnsan bilmediği bir şeyden korkar ya bende, acaba yapabilecek miyim?


İlk defa yurt dışına çıkıyorum hiç bilmediğim bir ülkeye bir şehre adım atıyorum ne yapacağım diye düşünüyordum. Günlerim orada yapacağımız etkinlikleri hayal kurarak hızlı bir şekilde geçti, vakit gelmişti ilk defa yurt dışına çıkacağım hayallerini kurduğum Erasmus+ projesine katılacağım an gelmişti. Yola çıkacağımız sabah heyecandan kahvaltı bile edememiş sadece projeyi düşünüyordum. İlk defa katılmanın verdiği çaylaklıkla valizimi bol bol doldurmuş kültür gecesi için ülkemizi temsil edecek bir yerel ürünü de koymayı unutmamıştım. Yolcuğum Adapazarı tren istasyonundan başlayarak Sofya trenine bineceğimiz yer olan halkalı tren istasyonuna kadar sürmüştü.


Halkalı tren istasyonuna indiğimde heyecanım iki katına katlanmıştı çünkü projeye birlikte gideceğim ekibimi ilk defa orada görecektim. Birbirimizi bulduk bol bol sohbetler ettik. Vakit gelmişti trene geçmemiz yerleşmemiz gerekiyordu. Tren odalarımıza geçtik artık içimizden düşündüğümüz proje hakkındaki düşüncelerimizi oda arkadaşlarımızla paylaşmaya başladık oda arkadaşım da benim kadar heyecanlıydı çünkü ikimizin de ilk projesiydi. Uykumuz gelene kadar sohbet ettik. Uyandığımızda sınıra gelmiş pasaport kontrolü yapılıyordu sorunsuz bir şekilde kontrolden geçtikten sonra gözümüzü Sofya’yı usulca süzen güneş ışıklarının büyüsüyle açtık. Sofya ne kadar güzeldin, sakin huzur dolu ve tatlı bir şehirdin sen. Vardığımız ilk gün Bansko otobüsümüzün kalkış saatine kadar Sofya’yı gezebilme şansını bulduk. Osmanlıdan Sovyetler döneminden izler gördük. Tarihi eserler karşısında büyülendik farklı duygular içerisine girdik bol bol fotoğraflar çekilerek anıları ölümsüzleştirdik. Sofya’yı kısıtlı saatimiz içerisinde tamamen gezememiş olsak da bizde unutulmayacak anlar hatıralar bıraktı. Endişelerim ve korkularım tamamen geride kaldı. Sofyada hiç yabancılık çekmedim çok rahattım hatta vardıktan sonraki üçüncü saatimde yerel halktan biriyle kendimi satranç oynarken buldum. Çok çabuk ısınmıştım yurt dışına bilakis Sofya’ya.


Bansko otobüsüne binmek için otobüs terminaline geldik. Projemizin diğer katılımcısı ülkesi Litvanya ile ilk karşılaşmamız burada oldu. 2.5 Saat süren otobüs yolcuğumuzdan sonra, kayak severlerin uğrak noktası huzur ve eğlence dolu Bansko’ya varmıştık. Bir doğa harikası olan Bansko, insanın baktıkça içini huzur dolduran karlı tepeleri temiz havası ve misafirperver esnaflarıyla bize güzel bir hoş geldin diyordu. İlk günümüz otele vardığımız gündü. Otele geldiğimizde proje yürütücülerimiz bizleri karşıladı küçük bir tanışmadan sonra odalarımıza geçerek dinlenmeye başladık uzun bir yolculuktan geliyorduk.


Tanışma etkinlikleri, ıce breakingler gerçekleştirdik. Neler yapacaklarımızı konuştuk. Her gün gerçekleştireceğimiz top ten gruplarımızı oluşturduk. Oyunlar oynadık birbirimize iyice kaynaştık. Üçüncü güne geldiğimiz zaman gruplarımızla tamamlamamız gereken ‘‘mission impossible’’ adlı görev bizlere verilmişti. Bir dizi görev içeren bu zorlu iş için Bansko şehir merkezine gitmemiz; yerel halkla tanışmamız kendi dilimizden bir cümle öğretmemiz, şehrin kilisesini bulmamız ve Bulgaristan yerel mutfağını keşfetmemiz gerekiyordu. Neredeyse tüm günümüzü alan bu zorlu görevi bir video hazırlayarak sunduk ortaya çok güzel videolar çıktı. Yerel halk erasmus+ projesi için burada olduğumuzu öğrenince gerçekten mutlu oldu. Dördüncü güne geldiğimiz zaman demokratik ilkeleri konuştuk, Avrupa birliğini demokratik ilkeleri nasıl açıkladığını korumak ve geliştirmek için neler yaptığını konuştuk. Öğleden sonra ise kritik düşünme ve kritik düşünme becerilerini geliştirebilmek için yapabileceğimiz şeyleri teorik ve oyunlarla uygulamalı olarak öğrendik. Beşinci gün ülkelerin grup liderleri sunumlar gerçekleştirdi oyunlar açık hava etkinlikleri şeklinde günü tamamladık. Altıncı güne geldiğimizde karar verme süreçleri, medya ve kritik düşünme, propaganda, sahte ve gerçek haberleri ayırt etme becerileri üzerine çalıştık. Öğleden sonra ise gruplara ayrılarak E-book tasarladık ve bu unutamayacağım çok keyifli bir andı. Bizim grubumuz çocuk hakları ve demokrasi konusunu belirlemişti ve bu konuyu sunmak çok fikrimce çok önemliydi. Altıncı günde günümüz daha bitmemişti akşam bizi ilk kültür gecesi bekliyordu. Ev sahibi Bulgaristan, Litvanya ve Kuzey Makedonya kültür gecesini gerçekleştirecekti. Birbirinden farklı yerel ürünleri denediğimiz gecede favorim Bulgaristan’ın vişneli çikolatası ve Litvanya’nın tuzlu krakeriydi. Yerel mutfağın yanında yerel müzikleri de dinledik ve dışarı çıkarak ülkelerin danslarını oynadık. Litvanya’nın dansı asla unutmayacağım çok eğlendiğim bir danstı. Yedinci güne başladığımızda yönetim şekillerini teorik olarak öğrendikten sonra uygulamalı şekilde uygulamaya başladık ilk yönetim şeklimiz monarşiydi, tiyatro oyunu oynar gibi oyuncular seçtik rollere büründük kostümler dahi tasarladık inanılmaz eğlenceliydi. Krallıklar kurduk krallıklar yıktık kraliçemize saygı duyduk daha sonra kraliçemize cenaze töreni düzenledik en unutulmaz ve keyif veren günlerden biriydi resmen birer tiyatro sergiliyor doğaçlama oynuyorduk. Yedinci günün akşamı yaklaştığında heyecanımızda katlanıyordu, bu gece bizim kültür gecemiz vardı. Hazırlıklara erken saatlerde başladık masamızı en güzel şekilde donattık Bayrağımızı astık ve kültür gecesi için masamız hazırdı. Bu gece bizimle beraber Romanya’da kültür gecesini yapıyordu. Aynı masayı bölüştük birbirimizin ürünlerine saygı gösterdik. Masalarımız hazır olduktan sonra geceye Türkiye ile başladık. Ürünlerimizi tanıttık, damat halayı ve erik dalı halk oyunlarını dışarıda oynadık. Katılımcı arkadaşlarımız halk oyunlarımızı gerçekten çok sevdi. Oyunlardan sonra ülkemizi tanıtmak için bir kahoot quizi hazırladık ve katılımcıları Türkiye hakkında neler bildiklerini ölçtük. Kuzey Makedonya Kahoot’un kazananı olmuştu. Kültür gecemizde kavrulmuş fındık ve pişmaniye favoriler oldular katılımcı arkadaşlarımız gerçekten yemeye doymaadılar ve pişmaniyeyi çok sevdiklerini favori atıştırmalıkları olduğunu hatta Türkiye’ye geldiklerinde kutu kutu aldıklarını söylediler. Yedinci gecemizde bol eğlenceli bir şekilde bitti. 8. Güne başladığımızda yönetim şekillerinden demokrasi’ye gelmiştik. Adaylarımızı belirledik. Konuşmalarını yaptılar ve açık oylama ile adaylarımıza oy kullandık ve başkanımızı seçtik. Öğleden sonra ise Final projemiz olan projedeki demokrasi ilkeleri konularını E-book haline getirdik neler yaptığımızı yazdık grup olarak bizde kendi demokrasi ilkelerimizi belirledik ve çıktısını aldığımız bu kitaba imzamızı atarak kalıcı bir eser ortaya çıkarttık. 8. Günün akşamı DePARTY gerçekleştirerek son gecemizi eğlenceli bir şekilde kapattık.


9. Günün sabahına uyandığımızda içimizde burukluk ayrılmak istememenin verdiği hüzün vardı. Birbirimize çok alışmış büyük bir arkadaş grubu olmuştuk. Birbirimizi asla unutamayacaktık özellikle benim gibi ilk projesi olan arkadaşlarımız asla unutamayacaktı. Son gün parti havalarımız artık yerini hüzünlü şarkılara bırakmıştı. Bol bol fotoğraflar çekilip birbirimizle vedalaştık.


Projede çok iyi arkadaşlıklar kazandım artık Bulgaristan’a, Romanya’ya, Kuzey Makedonya’ya ve Litvanya’ya gittiğim zaman arayabileceğim arkadaşlarım oldu. Bende onların Türkiye’ye geldiklerinde arayabilecekleri bir arkadaşları oldum. Birbirimizi sosyal medyalardan ekledik ve mesaj dahi olsa aramızdaki iletişimi koparmamayı kendimize söz verdik.


Romanya ❤ Bulgaristan ❤ Kuzey Makedonya ❤ Litvanya ❤


Bana bu fırsatı tanıyan ve güvenen gönderici kuruluşumuz Güçlü Gelecek Derneği ❤

(Strong Future Association) ve ev sahibimiz Walk together Bulgaria ❤ ekibine çok

teşekkür ederim.


Once Erasmus Always Erasmus!

24 views0 comments

Comments


bottom of page